Behiç Çelik: “Ülkemiz Dönüşü Olmayan Gece Ufukta Büyük Bir Vedaya Hazırlanıyor”
İYİ Parti Mersin Milletvekili Behiç Çelik, 2023 Bütçe görüşmelerinde, “Bu bütçe hem Cumhuriyetimizin 100. yılı, hem de bir yıla 2 bütçe sığdıramadığını gösteren AKP’nin son bütçesidir. Bizim bir bütçemiz var” dedi. Türkiye’nin partizan taleplerini karşılamaya endeksli. Bu da gösteriyor ki ülkemiz geri dönülmez akşamın ufkunda büyük bir vedaya hazırlanıyor” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı, Aile, Sağlık ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 2021 yılı Kesin Hesap Kanunu ve 2023 yılı Bütçe Kanun Teklifleri görüşülüyor. Adana Milletvekili Mehmet Metanet Çulhaoğlu ve İYİ Parti Grubu adına Mersin Milletvekili Behiç Çelik konuştu. Çulhaoğlu’nun konuşması şöyle:
“Hükümet tarafından TBMM’ye sunulan 2023 Yılı Merkezi Bütçe Kanun Teklifinde Jandarma Genel Komutanlığımıza 76 milyar 73 milyon 628 bin, Jandarmamızın stratejik amaçlı planlarına ilişkin olarak 4 milyar 986 milyon 900 bin Kıyı Emniyet Komutanlığına, Genel Komutanlık, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne 116 milyar 888 milyon 293 bin lira ödenek ayrıldı.Biz UYGUN Parti Kümesi olarak bütçede eksiklikler olursa söyleriz. uygulanması için bütçe ödeneklerine ek ödenekler eklenmeli ve her türlü imkan artırılmalıdır.Ülkemizin savunması ve güvenliği için bugüne kadar gelen bütün tekliflere olumlu oy verdik, vermeye de devam edeceğiz.
“BU YÖNETİM TARZI DEVLET GELENEĞİNİ BOZARAK CİDDİ VE KONTROLÜ KALDIRMIŞTIR”
Arkadaşlar İçişleri Bakanlığı ulusal güvenlik stratejisi doğrultusunda faaliyetlerini yürütmektedir. Güvenlik stratejimiz, vatanımızın ve milletimizin ebedi varlığını ve devletimizin ayrılmaz bütünlüğünü korumak; Halkın refahına, maddi ve manevi mutluluğuna hizmet etmek olmalıdır. Ama üzülerek söylüyorum ki bunları yerine getirmek yerine; her kesimle tartışıyor, her yerde laf yetiştiriyor; sadece ülkemizin seçilmiş milletvekillerini değil, önüne gelen herkesi aşağılayan bir yönetim biçimi ile karşı karşıyayız. Bu yönetim biçimi devlet geleneğini yıkmış, ciddiyet ve denetimi ortadan kaldırmıştır. Bakanlıkta partizanlık liyakate dönüştürülerek güç ve prestij kaybına yol açmıştır. Bu kadar şehit vermiş bir kurumun bu hale gelmesi bizleri derinden üzüyor. İçişleri Bakanlığı, kamu düzeni ve huzurundan sorumlu olduğunu unutmamalıdır. Bu canavarca sistemde kaybettiği prestiji ve güveni yeniden kazanmak için hatalarından dönmeli ve halkımızın güvenini yeniden tesis etmelidir.
“SINIRLARIMIZ ÜLKEMİZİN ONURUDUR. DEMEK BU İLAÇLAR GÖKTEN İNMEDİ, BURADA BİR ARIZA MI VAR?”
Adalet Bakanlığı’nın adlandırılmış istatistikleri Türkiye’deki hata oranlarındaki artışı ortaya koymaktadır. Devletin arşivlerine bakın ne diyor: Hırsızlık, dolandırıcılık, yağma gibi kabahatler de dahil olmak üzere mala karşı işlenen kabahatler en yaygın kabahatlerdi. Bu kabahatlerden bir yılda 2 milyon 461 bin belge açıldı, kabahat oranlarında bir yılda yüzde 27,3 artış olduğu açıklandı. Tüm bu suç kümeleri arasında uyuşturucu kabahatlerinin oranı yüzde 5 iken, belge sayısı 422 bine yükseldi. Bakan, ‘Her hafta ortalama 5 bin uyuşturucu satıcısını yakalıyoruz’ diyor. Şimdi Sayın Bakana soruyorum: Bu ilaç nasıl bu kadar kolay ülkeye giriyor? Sınırlarımız ülkemizin onurudur. Peki bu ilaçlar gökten düşmediğine göre burada bir başarısızlık yok mu?
“BU SİSTEM DEVLET TECRÜBEMİZİ VE GELENEKLERİMİZİ İLERİYE BIRAKTI, ASIRLIK KURUMLARIMIZI ZARAR VERDİ, DEVLET-MİLLET BAĞLARINI KIRDI, ÜLKEMİZİ KRİZDEN KRİZE SÜRDÜ”
Liyakat, gelir adaleti, hukuk, vicdan, ahlak, dürüstlük sonsuza kadar sürdürülmesi gereken idealler, ilkeler ve hedeflerdir ama Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi tüm bu gerçekleri yerle bir etmiştir. Bu sistem; Devlet tecrübelerimizi ve geleneklerimizi bir kenara bırakmış, asırlık kurumlarımızı işlemez hale getirmiş, devlet-millet bağını kopartmış, ülkemizi krizden krize sürüklemiştir. Kurumsal yapıdaki yozlaşma, yönetim biçimlerinden uzaklaşma, örgütlerde, yönetim organlarında ve kontrol sistemlerinde bozulma, partizanlık ve dar kadrolaşma bu çarpık sistemin doğrudan sonuçlarıdır. Ülke artık bu sistemi taşıyamaz. DÜZGÜN Parti hükümetinde güvenlik politikalarımızın temel amacı Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle ayrılmaz bütünlüğünü, Türk milletinin millî birlik ve beraberliğini, cumhuriyetin özelliklerini, hür demokratlığını tesis etmek iken, sistem, insan hak ve özgürlükleri ve hukuk devleti unsurlarından taviz vermeden özgür bir ekonomik yaşamdır. Suç ve suçluluğu doğuran sebeplere daha hata yapılmadan odaklanarak, ülkenin huzuruna ve sosyal huzuruna yönelik her türlü suç tehdidini ortadan kaldıracak, toplumda güven, huzur ve sükun ortamını sağlayacağız. etkili önlemler almak.
“TOPLUMUN BİLİNCİNİ TAŞIYAN SUÇLARA YÖNELİK ÖZEL ÖNLEYİCİ VE GÜNCEL TEDBİRLER ALACAĞIZ”
Suçların Önlenmesine Dair Kanun çıkarılacak, önleyici kolluk kuvvetleri güçlendirilecek, aile içi şiddet, kadın cinayetleri, cinsel istismar, cinsiyet ayrımcılığı, uyuşturucu temini, çocuk istismarı ve çocuk pornografisi başta olmak üzere kabahatler için önleyici ve iyileştirici özel tedbirler alınacaktır. . Terörle mücadelede; Şiddet eylemleriyle, başta yaşam hakkı olmak üzere insan hak ve özgürlüklerine zarar vermeden, sınırlarımızı tehdit eden ve ülkemizi hareket alanı haline getiren küresel temaslı terör unsurlarıyla, devleti ele geçirmeye çalışan darbeci yapılarla ve başta tüm terör örgütleri olmak üzere tüm terör örgütleriyle Milletimizin musallat olduğu PKK, FETÖ selefi cihatçı örgütler. Askeri, siyasi, ekonomik, sosyal ve manevi tüm imkanları kullanarak kararlı bir çaba göstereceğiz. FETÖ benzeri bir girişimin bir daha yaşanmaması için her türlü tedbiri alacağız. 15 Temmuz girişimini gerçekleştirenleri, onlara yardım ve yataklık yapanları deşifre ederek ve adaletin yerini bulmasını sağlayarak FETÖ ve yakınları tarafından şehit olan 249 şehidimize şeref borçlu olduğumuzu ortaya koyacağız. Sivil demokratik düzeni tehdit eden, milli iradeyi hedef alan, şiddet içeren her türlü terör faaliyetini eyleme geçmeden önce istihbarat ve önleyici tedbirlerle etkisiz hale getirmek terörle mücadelemizde temel önceliğimiz olacaktır.”
“ÜLKEMİZ BÜYÜK BİR VEDAYA HAZIRLANIYOR”
Çulhaoğlu’nun ardından konuşan Çelik, şunları söyledi:
“Bu bütçe hem cumhuriyetimizin 100. yılı hem de bir yılda 2 bütçeyi sığdıramadığını gösteren AKP’nin son bütçesi. Önümüzde her şeyin gözetildiği bir bütçe var. bütçe disiplininin olmaması, AKP’nin partizan taleplerinin karşılanmasına endeksli olması, geri dönülmez akşamın ufkunda ülkemizin büyük bir vedaya hazırlandığını gösteriyor.
“İSRAFI ÖNLEYECEK VE TASARRUFU ARTIRACAK HİÇBİR DÜZENLEME YAPILMIYOR”
Milletimiz tam bir çaresizlik ve bitkinlik içinde mücadele ediyor. Yoksulluk, yüksek maliyet ve meşakkat had safhada. Esnaf, çiftçi, sanayici, üretici, emekçi, memur, emekli, turizmci, sanatçı, bilim insanı kısacası toplumun tüm katmanları dayanılmaz bir mali yükün altında eziliyor. Bütün bunlar karşısında AKP’yi anlatan kelime tükenmişliktir değerli arkadaşlarım. Bunu neden söylüyorum? 11 yıl önce 2023 hedefleri açıklandığında 2 trilyon dolar milli gelir, 25 bin dolar kişi başı gelir, 500 milyar dolar ihracat ve yüzde 4,6 işsizlikten bahsediliyordu. O büyük gün geldiğinde Türkiye uçar, kaçar, şaha kalkar, dünya bize gıptayla, hayranlıkla bakardı. Pekala, şimdi ne olacak? 2023 hedeflerine ne oldu? Ulusal gelir hedefleri 925 milyar dolara düştü. Kişi başına düşen gelir hedefi 10.700 dolara düştü. İhracat amacının yarısı eriyip gitti. İşsizlik açısından geri kaldık ve yüzde 11,4 olarak görünüyor. Bütçeye baktığımızda ekonominin sorunlarını çözecek hiçbir önlem alınmıyor ve kamu yatırımlarına yeterli kaynak ayrılmıyor. İsrafı önleyen, tasarrufu artıran bir düzenleme yok maalesef bunu üzülerek görüyoruz. Yani bu bütçede kimse yok arkadaşlar. İşte arkadaşlar 2018’de uygulanan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi AKP’yi diri diri gömdü iflas ilan etti. Av yolunda iktidar avına yol açmıştır. Dün doyasıya söylenen hedeflerin yerini bugün devlete olan güvenin yerle bir olduğu, insanların gelecek kaygısı içinde olduğu, krizlerin çözülemediği, temel beslenme sorunlarına bile ulaşmakta güçlük çekilen derin bir yönetim krizi aldı. . Ekonomiye bakın, dış politikaya bakın, güvenliğe, teröre, eğitime, sağlığa, spora, sanata bakın ülkede yolsuzluktan, rüşvetten, ilgisizlikten başka bir şey yok.
“GÖÇ, AKP İKTİDARININ TÜRK MİLLETİ İÇİN UĞRAŞTIĞI BÜYÜK BİR SEÇİMDİR”
Göç sorunu, AKP iktidarının Türk milleti üzerine attığı büyük bir kazıktır. Devlet aklının terk edildiği bu alan, birilerinin pazarlık masasına meze görevi görmüştür. Binlerce şehidi ve gazisi olan, ömrü terörle mücadele ile geçmiş bir devletin açık kapı politikası uygulaması utanç vericidir. Sonları yoldan geçen hanlara dönmüştür; İçeride kim, ne, ne olduğu bilinmeyen kümeler dolaşıyor. Ensar-muhacir aldatmacasıyla halkı zehirleyenler, hiç utanıyorlar mı? GÜZEL Parti olarak bunu bir milli güvenlik sorunu olarak görüyoruz. 6 Eylül 2022 tarihinde İYİ Parti olarak Ulusal Göç Doktrini ve Stratejik Eylem Planımızı kamuoyu ile paylaştık. Ulusal göç doktrinimize göre sınırlarımız yeniden onurlandırılacak, geçici koruma statüsünü kaldıracağız ve geçici koruma statüsündeki Suriyeliler, Suriye devleti ile anlaşarak sadakatle gönderilecek. İl ve ilçelerimizde kota uygulamasına başlayacağız. Vize muafiyeti ile gelip kalanlar ülkelerine iade edilecek. Konut ve istisnai vatandaşlık kazananların durumu yeniden incelenecek. Kamu sistemini tehdit eden tüm göçmenler de sınır dışı edilecek. Daha birçok temel ilkeyi içeren bu doktrini gücümüzün ilk gününde başlatacağız arkadaşlar. Biz devleti her yönüyle kuşatan bir siyasi hareketiz. Devleti yönetecek güç ve tecrübeye sahip olduğumuz herkes tarafından bilinmektedir. Genel Liderimiz Meral Akşener Hanım’ın deyimiyle hendek ülkesine çevirdiğiniz Türkiye emin ellere teslim edilecektir. Bu, AKP’nin Suriye’deki siyasetsizliğinin tam bir ulusal güvenlik açığına dönüştüğü anlamına geliyor. AKP aslında tamamen bir ulusal güvenlik meselesi haline geldi.